BİTKİLERİN
SESİ
TARİHÇE
Bitkilerin müziğinin kaynağı
70li yıllarda Amerikada yapılan denemelere dayalıdır. Bu denemelerin amacı bitkilerin
dış etkenlere (ışık, ısı,
renk ve sesler) karşı olan hislerinin reaksiyonlarını
ortaya çıkarmaktı. Bu konuya İtalyada ilk olarak 80li yılların
başında değinilmiş,
ve bazı olaylardan sonra Laura ve Tiziano tarafından
2000 ilkbaharında konu
tekrar ele alınmıştır. Laura müzisyen, müzikolog ve aynı zamanda müzik öğretmeni,
Tiziano bilgi-işlem ve organizasyon
danışmanıdır.
O tarihten bu yana Laura ve Tiziano bu temayı tüm İtalya ve Avrupaya
tanıtmaktadırlar. Amaçları, insanların
bitkilere olan sevgi ve saygılarını
bitkilerle doğrudan iletişim kurarak arttırmaktır.
TEKNİK ANALİZ
Bitkilerin müziği için kullanılan aparat, yaprak ve kökler arasındaki lenf hareketlerini yapraklara ve köklere yerleştirilen bir çift sensör ile
ölçen bir sistemden oluşmaktadır. Bu aparat, lenflerdeki hücre yoğunluklarının
değişime uğraması
nedeniyle ortaya çıkan ve bitkilerin dokularında mevcut olan elektrik direncini
kaydeder. Elektrik direncindeki değişmeler
daha sonra digital sinyallere dönüştürülür, yani MIDI standartlarına göre müzik notaları haline gelirler ve bir sekansere (dizileştirici aygıt) gönderilirler (müzik vuruşlarının
kayıt bankası). Bu kayıt aparatında elektromanyetik girişimi sınırlamak
ve bitki üzerindeki değişiklikleri
temiz bir şekilde çıkarmak için gerekli filtreler
bulunmaktadır.
Bütün canlı
organizmalar gibi bitkiler de farklı faktörlere bağlı olarak
elektrik direnci değişikliklerine uğrarlar. Bu faktörler fiziksel
ve hassas olabilirler, örneğin fizyolojik ve hissi durumlar
gibi. Bitkiler çok hassas alıcılara,
büyük antenlere benzerler, bulundukları çevreden ince ve enerjik fiziksel (ör. statik ve değişken
elektromanyetik alan) değişiklikleri bünyelerinde
toplarlar. Bunların içinde bu organizmalarla
ilişkide en önemlilerinden
bir tanesi de insanların enerjik alanlarla aralarında bulunan etkileşimdir.
Sonuç normal şartlarda
görüp algılayamadığımız
sesleri duyabilmekten ibarettir.
Bu, bitkinin
yaşamsal hareketleri, reaksiyonları ve onun enerjik alanıdır.
MÜZİKOLOJİK ANALİZ
Eğer bitkilerin
ses aracılığıyla
kendilerini ifade etme yöntemlerinin bir analizi yapılacak
olursa çoğunlukla arkaik skaladan faydalanıldığı sonucuna varılmaktadır.
Bu skalalar antik Yunan modalitelerine
uygun olup 4.cü intervali çok dar olan ardışık 4 alçalan sesten oluşur (tetracord). Bitkilerin müziği ile
ortaya çıkan armoniler birden fazla tetracordun birleşmesi ile meydana gelir.
Yunan teorisyenlere
göre bu armonilerin oluşturduğu melodiler insan duyguları ve psikolojisini etkileyen değişikliklerle karakterize
edilir. Bitkilerin, kendilerini dinleyen kişi ile
ne gibi bir iletişim kurabildiklerini anlayabilmek için kişinin belirli bir ruh haline
girmesi gerekmektedir.
DENEYİM
Bitkilerin müziğini canlı
olarak dileyerek insanlarla duygusal merkez aracılığıyla
nasıl bir etkileşime girdikleri oldukça net bir şekilde algılanmaktadır.
Bu, daha da net olarak bitkiler ve çocuklar arasında ortaya çıkar. Çocukların, bitkilerin konuşma yeteneği ve bizlerle iletişim
kurabilmelerine şaşırmamaları
çok hayranlık uyandırıcıdır. Hatta aralarında anında uyum sağlanır: onlarla konuşurlar, bedenlerini okşarlar, yapraklarına dokunurlar.
Bitkiler kendilerine has bir eğitim süreci gösterirler. Bu süreç içerisinde sözü geçen aparat,
onu kullanan kişi ve dış etkenlerle nasıl
iletişim kurulacağını
öğrenirler.
İlk defa dinlendiklerinde
bitkiler ilk birkaç dakikayı melodik açıklığı
denemekle geçirirler, yükselen ve alçalan skalalarda dolaşırlar, bu sürecin sonunda kendilerine has bir melodik
karakter ve armonik açıklık seçerler.
Bitkilerle müzik yapmak unutulamayacak bir deneyimdir: bitki aparata bağlanır
bağlanmaz sizin niyetinizi anlar ve sizinle uyum
sağlar, müzikle beraber usta ve zarif müziksel düşünceler ortaya çıkar. Düşünceye dönüşmeden duygularınız
size müzik yoluyla ulaşır.
|
|
|
|
|
|
(Traduzione
di Elif)
(Foto di Emanuela Gambazza)